MSM Klinik, diz kireçlenmesinde uzmanlaşmış, kişiye özel tedavi ve son teknoloji ekipmanlar ile sağlıklı iyileşme sunar.
Diz Kireçlenmesi Nedir?
Diz kireçlenmesi, tıbbi terim olarak bilinen “osteoartrit,” diz eklemindeki kıkırdak dokusunun zaman içinde aşınması ve dejeneratif değişikliklere uğraması durumudur. Kıkırdak, eklem yüzeylerini oluşturan ve eklem hareketini kolaylaştıran bir dokudur. Ancak, çeşitli nedenlere bağlı olarak bu kıkırdak dokusunda meydana gelen hasar, diz kireçlenmesine yol açabilir. Diz kireçlenmesi, genellikle ağrı, şişlik, hareket kısıtlılığı ve eklemde ses çıkması gibi belirtilerle kendini gösterir. Hastalar, özellikle eklem üzerine yük bindiren aktiviteler sonrasında artan ağrı hissi yaşarlar. Ayrıca, sabahları uykudan kalktıklarında eklemdeki sertlik hissiyle karşılaşabilirler. Bu belirtiler, hastalığın ilerleyen evrelerinde daha belirgin hale gelebilir ve yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilir.
Diz kireçlenmesi, kliniğimizde genellikle fizik tedavi sonrası istenen ileri tetkikle, özellikle röntgen ve manyetik rezonans görüntüleme (MRG) ile teşhis edilir. Bu görüntüleme testleri, eklemdeki kıkırdak kaybını, kemik çıkıntılarını ve diğer değişiklikleri değerlendirerek hastalığın evresini belirlememizde önemli bir rol oynar.
MSM Klinik’te tedavi süreci, hastanın şikayetlerine, hastalığın evresine ve genel sağlık durumuna bağlı olarak belirlenir. İlk aşamalarda, ağrı yönetimi ve inflamasyonun kontrolü için ilaçlar kullanılabilir. Fizik tedavi ve özel egzersiz programları da hastaların eklem fonksiyonunu ve günlük yaşam aktivitelerini sürdürebilmelerine yardımcı olabilir.
Diz Kireçlenmesi Nedenleri?
Diz kireçlenmesinin nedenleri arasında yaşlılık, genetik faktörler, eklem travmaları, aşırı kilo, eklemdeki metabolik bozukluklar , diz içi bağ-menisküs yaralanmaları ve hormonal değişimler bulunmaktadır. Özellikle yaşlılıkla birlikte, kıkırdak dokusu zaman içinde yıpranmaya ve incelmeye başlar. Genetik faktörler, kişinin genetik yapısının, kireçlenme riskini etkileyebilir. Eklem travmaları, kireçlenme gelişimine zemin hazırlayabilir, özellikle eklem üzerindeki aşırı yüklenmeler bu durumu tetikleyebilir. Ayrıca, metabolik bozukluklar ve hormonal değişiklikler de kireçlenme riskini artırabilir.
Diz Kireçlenmesi Belirtileri Nelerdir?
Diz kireçlenmesi genellikle kademeli bir süreçtir ve belirtileri zaman içinde artabilir. Hastalar genellikle ağrı, şişlik, hareket kısıtlılığı ve eklemde ses çıkması gibi şikayetlerle doktora başvururlar. Ağrı genellikle aktivite sonrası veya uzun süre hareketsizlikten sonra artar. Şişlik, eklemdeki iltihaplanmanın (İNFLAMASYONUN)bir belirtisi olabilir. Hareket kısıtlılığı ve eklemdeki ses, kıkırdağın zayıflaması ve yıpranmasından kaynaklanabileceği gibi kireçlenmeye eşlik eden menisküs yaralanmasına bağlı da oluşabilir.
Meniskus ist ein Wort lateinischen Ursprungs und bedeutet Mondsichel. Der Grund für diesen Namen liegt darin, dass die Menisken eine C-förmige Form haben.Ihre Hauptaufgabe besteht darin, die Knochen des Kniegelenks zu schützen.
Femur, Tibia und Patella sind die drei Hauptknochen des Kniegelenks und der Meniskus ist die intraartikuläre Weichteilstruktur, die sich medial (innen) und lateral (seitlich) befindet. In jedem Knie befinden sich zwei Menisken.
Diz Kireçlenmesi Nasıl Teşhis Edilir?
Teşhis Sürecinde Yapılan İşlemler
Diz kireçlenmesi, diz eklemindeki kıkırdak dokusunun hasar görmesi ve dejeneratif değişikliklere uğraması durumudur. Bizler, hastalarımızın sağlığını en üst düzeye çıkarmak ve doğru bir teşhis koymak adına şu adımları takip etmekteyiz:
- Klinik Değerlendirme: İlk aşamada, kliniğimizde uzmanlaşmış ortopedi doktorlarımız tarafından gerçekleştirilen klinik değerlendirme ile hastanın şikayetleri ve tıbbi geçmişi incelenir. Bu değerlendirme, hastanın semptomlarını anlamamıza ve muhtemel risk faktörlerini belirlememize yardımcı olur.
- Fiziksel Muayene: Hastanın fiziksel muayenesi, eklem hareketliliği, şişlik, hassasiyet ve diğer belirtilerin değerlendirilmesini içerir. Hastanın postür ve yürüyüş değerlendirmesi, kas gücü durumu ve alt ekstremite değerlendirmeleri yapılır. Bu adım, klinik bulguların belirlenmesine ve olası kireçlenme belirtilerinin saptanmasına yöneliktir.
- Görüntüleme Testleri: Diz kireçlenmesi teşhisi koyarken genellikle radyolojik görüntüleme yöntemlerinden yararlanırız. Röntgen incelemesi, eklemdeki kıkırdak kaybını, kemik deformitelerini ve diğer yapısal değişiklikleri görmemize olanak tanır. Bazı durumlarda, manyetik rezonans görüntüleme (MRG) de kullanılabilir; bu, daha detaylı ve yumuşak dokuların incelendiği bir görüntüleme tekniğidir.
- Laboratuvar Testleri: Diz kireçlenmesi teşhisinde kan testleri genellikle kullanılmaz. Ancak, hastanın genel sağlık durumunu değerlendirmek ve diğer potansiyel faktörleri ele almak amacıyla bazı durumlarda laboratuvar testlerine başvurabiliriz.
- Eklem Sıvısı Analizi: Gerekli görüldüğünde, diz eklemi içinden sıvı örneği alınarak analiz edilebilir. Bu analiz, eklem içindeki sıvıyı değerlendirmek ve diğer olası eklem hastalıklarını dışlamak için kullanılabilir.
MSM Klinik olarak, hastalarımızın konforu ve sağlığı bizim önceliğimizdir. Bu teşhis yöntemleri, her hasta için bireysel olarak uyarlanarak en doğru sonuçları elde etmemize yardımcı olur.
Diz Kireçlenmesi Tedavisi
Diz kireçlenmesi, eklem kıkırdağının bozulması ve eklem yüzeylerinin sürtünme nedeniyle ağrı ve hareket kısıtlılığına yol açan bir durumdur. MSM Klinik olarak biz, diz kireçlenmesi tedavisinde en etkili ve bireysel yöntemleri sunarak hastalarımızın yaşam kalitesini artırmayı hedefliyoruz.
Ameliyatlı Tedavi Seçenekleri:
- Total Diz Artroplastisi (Diz Protezi):
- Kireçlenmiş diz ekleminin yerine CO-CR ve titanyum karışımı protezle birlikte aralarına polietilen plastik malzemeden yapılmış protez eklem yerleştirilir.
- Eklemin fonksiyonunu geri kazanmak ve ağrıyı önlemek için kullanılır.
- Uzun vadeli çözümlerden biridir
- Genellikle ileri aşamada diz kireçlenmesi olan hastalarda tercih edilir.
- Artroskopik Cerrahi:
- Küçük kesiler kullanılarak, eklem içine bir kamera ve cerrahi aletler yerleştirilir.
- Kıkırdak ve diz içi diğer dokulara müdahale edilebilir. Diz kireçlenmesini temizlemesi, menisküs dokusunun tedavisi gibi eklemin içindeki sorunları düzeltebilecek bir yöntemdir.
Ameliyatsız Tedavi Seçenekleri:
- Fizik Tedavi:
- Özel egzersiz programları ile kas güçlendirme ve esneme sağlanarak, eklem hareketliliği artırılır.
- Hasta eğitimi ve yönlendirme de fizik tedavinin önemli bir parçasıdır.
- Farmakolojik Tedavi:
- Nonsteroid antienflamatuar ilaçlar (NSAID’ler) ve ağrı kesiciler, ağrı ve iltihap kontrolü için kullanılır. Soğuk uygulama yapılabilir.
- Ortez ve Destekler:
- Özel tasarlanmış diz destekleri ve ortezler, eklemi destekleyerek ağrıyı azaltabilir ve hareketi kolaylaştırabilir. Özellikle diz instabilitesi (sabit olmayan diz) ve şekil bozukluğu bulunan hastalarda çok etkili olabilir.
- İntraartiküler Enjeksiyonlar:
- Steroid enjeksiyonları: noktasal ya da eklem içerisine yapılabilir. Eklem içi uygulaması kıkırdak iyileşme beklentisi olmayan ileri düzey kireçlenmelerde kullanılmalıdır.
- Hyalüronik Asit Enjeksiyonu: Kireçlenmeye bağlı sıvı azalması olan hastalarda kullanılır. Eklem kıkırdağının beslenmesi, kolay hareket etmesi ve ağrının azalması amaçlı yapılır. Değişik molekül ağırlıklarına sahiptir, uygulanacak türü her hastada farklılık gösterir.
- PRP UYGULAMASI: Hastadan alınan kanın geçirdiği işlemler sonucu kandan elde edilen kısmın eklem içerisine enjektesidir. Temel amaç iyileşme sağlanmasıdır ve 2-3 hafta aralıklarla 2-3 kere tekrarlanabilir.
- SANAKİN (AKILLI PLAZMA UYGULAMASI): Hastadan alınan kanda yapılan işlemlerden sonra elde edilen sitokinlerin (akıllı hücreler) zengin kısmın diz içerisine uygulanmasıdır. Etkisi PRP’ye göre daha fazladır ve 2-3 kez tekrarlanabilir.
- KOLLOJEN ENJEKSİYON: Hazır olan hayvansal kaynaklı sıvı kolajenin diz içerisine uygulanmasıdır. Kıkırdak ve yumuşak doku iyileşmesini sağlar.
- KÖK HÜCRE UYGALAMASI: Hastanın kendinden alınan yağ dokusundan elde edilen kök hücrelerin diz içerisine uygulanmasıdır. En etkili yöntemdir. Kıkırdak ve diğer yapılarda olan hasarlara tamamen iyileştirici etkisi vardır.
Diz Kireçlenmesi Ameliyatı Sonrası İyileşme Süreci
Diz kireçlenmesi ameliyatı sonrası iyileşme süreci bireyseldir ve hastanın genel sağlık durumu, cerrahi yöntem ve kullanılan implant gibi faktörlere bağlı olarak değişebilir. MSM Klinik olarak, hastalarımızın iyileşme sürecini özenle yönetir ve her aşamada destek sağlarız.
Diz kireçlenmesi ameliyatı, genellikle total diz artroplastisi veya artroskopik cerrahi gibi yöntemlerle gerçekleştirilir. Bu cerrahi müdahalelerin ardından hastaların optimal iyileşme sağlayabilmesi için belirli adımların takip edilmesi önemlidir.
Ameliyat Sonrası Hemen İyileşme Süreci:
- Anestezi Sonrası Bilincin Yerine Gelmesi:
- Ameliyat sonrası ilk saatlerde hasta, anestezi etkilerinden kademeli olarak uyanır.
- Hasta, ameliyat sonrası dönemde genellikle birkaç gün boyunca hastanede gözlem altında tutulur.
- Ağrı Yönetimi:
- Ameliyat sonrası dönemde ağrı, hasta konforunu önemli ölçüde etkileyebilir.
- Ağrı yönetimi, genellikle opioid ve non-opioid analjezikler, NSAİİ kombinasyonunu içerir.
- Hareket ve Fizik Tedavi:
- Hasta, ameliyat sonrası ilk günlerde fizyoterapist eşliğinde belirli hareket ve egzersizlere başlar.
- Hafif yürüyüş ve hareketler, dolaşımı artırmaya yardımcı olabilir.
Orta Dönem İyileşme Süreci (İlk Haftalar):
- Dikişlerin ve Bandajların Kontrolü:
- Ameliyat sonrası dikişler ve bandajlar belirli bir süre içinde kontrol edilir.
- İyileşme sürecinde herhangi bir enfeksiyonu önlemek için düzenli pansuman yapılır.
- Belirli bir süre varis çorabı kullanılabilir.
- Fizik Tedavi Sürecinin İlerlemesi:
- Hasta, fizik tedavi seanslarına devam ederek kas kuvvetini artırır ve eklem hareketliliğini restore eder.
- İlerleyici egzersizler, dizin güçlenmesine ve stabilitesinin artmasına yardımcı olur.
Uzun Dönem İyileşme ve Rehabilitasyon:
- Normal Günlük Aktivitelere Dönüş:
- İlk haftalardan itibaren hastalar, iyileşme sürecine bağlı olarak normal günlük aktivitelerine dönebilir.
- Ancak aşırı zorlayıcı aktivitelerden kaçınılmalıdır.
- Fizik Tedavinin Devamı:
- İyileşme devam ettiği sürece, fizik tedavi seansları devam eder.
- Hastanın kas kuvveti, denge ve koordinasyonu üzerinde odaklanılır.
- Düzenli Takip ve Kontroller:
- Ameliyat sonrası sürecin izlenmesi amacıyla düzenli takip ve kontrol ziyaretleri önemlidir.
- Röntgen ve diğer görüntüleme yöntemleri, kemik kaynaması ve implantın yerleşimi gibi faktörlerin değerlendirilmesi için kullanılabilir.